Sayfa İçindekiler
ToggleVarikoseller genellikle herhangi bir belirti göstermez. Ancak, aşağıdakileri fark edebilirsiniz:
Tıp uzmanları, varikosellerin neden geliştiğinden emin değiller. Bazıları, spermatik kordon içindeki belirli damarlarda arızalı bir “kapakçık” (valf) olduğunu düşünüyor. Spermatik kordon, testislerinizi yerinde tutan dokulardan oluşan bir banttır. Bu damarlar, testislerinizden kanı vücudunuza geri taşır. Valf, bir tür “açık/kapalı” anahtarı gibi işlev görür. Kanın kalbinize doğru hareket etmesine yardımcı olan iki kapak benzeri yapıya sahiptir. Bir valf gerektiği gibi çalışmadığında, kan testislerinizdeki damarlarda birikebilir. Zamanla, damarlar şişer.
Varikoseller, her yaşta testislere sahip herkesi etkileyebilir. Tıp uzmanları, birçok varikoselin doğuştan (konjenital) olduğuna inanır. İnsanlar genellikle gençlik yıllarında varikoseli fark ederler. Bunun ergenlikle ilgili olabileceğini düşünülür; bu dönemde genital bölgenize kan akışı artar. Bazı durumlarda, varikosel testisinizin düzgün büyümesini engelleyebilir.
Varikosellerin ereksiyon bozukluğuna (ED) neden olduğunu kesin olarak söyleyecek yeterli araştırma yoktur, ancak bir bağlantı olabilir. Bazı çalışmalar, varikoseli olan kişilerin bazen ereksiyon elde edemediğini, ancak bu durumun çok sık olmadığını göstermektedir.
Büyük varikoseller, diğer komplikasyonların riskini artırabilir, bunlar arasında şunlar bulunur:
Düşük testosteron (erkek hipogonadizmi). Erkeklerde testosteron testislerde üretilir. Testosteron, ergenlik sırasında erkek özelliklerini başlatan, libidoyu (cinsel istek) artıran ve kemik ile kasları güçlendiren bir hormondur. Düşük testosteron, testislerinizin küçülmesine, cinsel isteğinizin azalmasına, kas kütlenizin azalmasına ve depresyona neden olabilir.
Azoospermi. Azoospermi, ejakülasyonunuzda (meni) hiç sperm bulunmaması durumudur. Sperm hücreleri, bir yumurta hücresini (ovum veya oosit) dölleyen üreme hücreleridir. Bu, daha sonra bir fetusa dönüşen bir embriyo oluşturur. Azoospermi, erkek kısırlığının bir nedenidir.
Embolizasyon işlemi, dikiş veya genel anestezi gerektirmez ve sadece 1-2 milimetrelik bir iğne girişinden yapılır. Hastaların neredeyse tamamı ayaktan tedavi edilebilir ve iki ila üç gün içinde normal aktivitelerine dönebilirler. Cerrahi tedavi bir kesi gerektirir ve tam aktivitelere dönüş birkaç gün veya haftalar alabilir. Yapılan çalışmalar, embolizasyon ve cerrahinin eşit derecede etkili olduğunu göstermiştir.
Telefon: 0232 398 3700 İç Hat: 55387
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
Uz.Dr. Mehmet Hakan PIÇAK
1986 yılında Elbistan’da doğmuştur. 2010 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Radyoloji ihtisasını aldı. 2015-2017 yılları arasında Tatvan Devlet Hastanesinde zorunlu hizmetini yapmıştır. 2018 yılından itibaren İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Girişimsel Radyolog olarak çalışmaktadır.
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
0232 398 3700 – İç Hat:55387
info@girisimsel.com.tr