Sayfa İçindekiler
ToggleTiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi aslında bir nevi doktorunuzun tiroid bezinizden minik bir parça alıp, ne olup bittiğine daha yakından bakmasını sağlayan bir işlem. Bunu yaparken kullanılan araç, oldukça ince bir iğne. Alınan bu örnek, daha detaylı bir inceleme için laboratuvara gönderiliyor.
Neyse ki tiroid bezi kolayca ulaşılabilir bir yerde, yani boynunuzun tam ön kısmında bulunuyor. İki lobu var ve bu loblar, incecik bir doku şeridiyle birbirine bağlı, adeta kelebek gibi bir şey bu. Bu bez, tiroid hormonu üretiyor ki bu hormon da vücudumuzda pek çok farklı işe yarıyor.
Bazen, ne yazık ki, bu bezde sert nodüller oluşabiliyor. Belki boynunuzda ufak bir şişlik olarak fark edersiniz bunları, ya da bazen sadece rutin bir ultrason taramasında karşınıza çıkarlar, hiç farkında olmadan. Çoğu zaman bu nodüller zararsızdır, ama arada sırada tiroid kanserinin habercisi olabilirler. İşte bu yüzden tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılarak, durum netleştirilebilir.
Bu nodüllerin neden olduğu pek bilinmiyor ama oldukça sık rastlanıyor. Bazı tiroid sorunları, mesela Hashimoto tiroiditi, nodül oluşum riskini artırabilir. İlginç bir şekilde, erkeklere göre kadınlarda bu nodüller daha sık görülüyor ve hamilelik sırasında büyüme eğilimindeler. Eğer daha önce boynunuza radyasyon tedavisi uygulandıysa ya da ailenizde tiroid ya da bazı diğer kanser türleri görülmüşse, sizin de nodül ya da tiroid kanseri geliştirme riskiniz biraz daha yüksek olabilir.
Son olarak, tiroid nodüllerinin yalnızca küçük bir kısmı kanserli çıkıyor. Ama yine de, olası bir kanserli nodülü en kısa sürede bulup tedaviye başlamak çok önemli.
Aslında, tiroid biyopsisi oldukça güvenli bir prosedür olarak kabul edilir ve ciddi komplikasyon riski çok düşüktür. Tabii ki, her tıbbi işlemde olduğu gibi, tiroid biyopsisinde de bazı riskler mevcut olabilir.
Olası riskler ve yan etkiler şöyle sıralanabilir:
Girişimsel Radyologlar, işlemi yönlendirmek için ultrason kullanır, bu yüzden komplikasyonlar nadir görülür.
Evet, biyopsi bölgesinde bir miktar ağrı ve rahatsızlık hissi normaldir. Çoğu hastada bu ağrı hafif ve geçicidir. Biyopsiden hemen sonra ya da birkaç gün sürebilen hafif bir sızlama şeklinde ağrınız olabilir. Ağrı kesiciler ve soğuk kompres bu ağrıyı hafifletebilir.
Eğer ağrı çok şiddetliyse, sürekli artıyorsa ya da yayılıyorsa mutlaka doktorunuza başvurmalısınız. Aynı şekilde, enfeksiyon belirtileri için de dikkatli olmalısınız.
Biyopsi sonrasında biyopsi bölgesinde hafif bir şişlik görülmesi normaldir ve genellikle endişe edilecek bir durum değildir. Ancak, şişlik çok belirginse, gitgide büyüyorsa veya ağrı veya ateş ile birlikteyse bu, enfeksiyon belirtisi olabilir. Bu durumda mutlaka doktorunuza başvurun.
Tiroid biyopsisi öncesi herhangi bir özel hazırlık yapmanıza gerek yoktur. Prosedürden önce ve sonra normal şekilde yemek yiyebilir ve içecek tüketebilirsiniz. Genel anestezi gerektirmez, ancak biyopsi iğnesinin yerleştirildiği cildin bölgesini uyuşturmak için lokal anestezi uygulanabilir. İğne çok küçük olduğundan, genellikle ek bir uyuşturucuya ihtiyaç duyulmaz.
Tiroid biyopsi sonuçlarının yorumlanması biraz karışık görünebilir, ama aslında anlaması o kadar da zor değil. Patoloji raporlarında farklı sonuçlar çıkabilir, ve işte bu sonuçların bazıları şöyle:
Tiroid biyopsisinin tekrarlanması gereken durumlar da olabilir:
Hipoekoik nodül, normal tiroid dokusundan daha koyu görünen nodülleri ifade eder ve genellikle solid kitle şeklindedir. İyi huylu olabileceği gibi, şüpheli nodüller de olabilir.
Sonuç olarak, ultrasonografide hipoekojenik görünüm tiroid kanseri açısından şüphe uyandırabilir ve dikkatle değerlendirilmelidir. Kesin tanı için ince iğne aspirasyon biyopsisi gerekebilir.
İzoekoik nodül ise, tiroid dokusuna benzer bir görünümde olan ve genellikle hem iyi huylu hem de şüpheli nodüller olabilir.
İzoekoik nodüller ultrasonda tiroid dokusuna benzedikleri için değerlendirilmesi zor olabilir. Takip ve gerekirse biyopsi gerekebilir.
Kötü huylu nodüllerin belirtileri arasında:
Ancak unutulmamalıdır ki tiroid kanserlerinin çoğu başlangıçta belirti vermeden seyreder. Çoğu ultrasonda rastlantısal olarak saptanır. Bu nedenle düzenli kontrol edilmesi önemlidir. Herhangi bir şüphe durumunda mutlaka biyopsi yapılmalıdır.
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
0232 398 3700 – İç Hat:55387
info@girisimsel.com.tr