Pazartesi- Cuma 09.00 - 16.00 0232 398 3700 – İç Hat:55387 Uz.Dr. Mehmet Hakan PIÇAK
Minimal İnvaziv
Ameliyatsız, Kesi yok
Görüntüleme Eşiliğinde
Hassas müdahale
Yenilikçi
İnovasyonla sürekli gelişim

Embolizasyon Nedir?

Embolizasyon, hedeflenen damarların kontrollü olarak kapatılması prensibine dayanan, cerrahi kesi gerektirmeyen minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. İşlem, genellikle anjiyografi cihazı eşliğinde, kasık veya bilek damarından girilerek gerçekleştirilir. Amaç; hastalıklı, hasarlı veya gereksiz kan akışı sağlayan damarı kapatarak hastalığın tedavisine katkıda bulunmaktır.
Son 30 yılda embolizasyon, damar hastalıklarından tümör tedavilerine, travmatik kanamalardan fonksiyonel girişimlere kadar çok geniş bir alanda kullanılmaya başlanmıştır.

Embolizasyonun Temel Prensibi

Embolizasyonun temel mantığı, damar içine özel tıkayıcı maddeler (embolik ajanlar) bırakılmasıdır. Bu maddeler, kanın hedeflenen bölgeye ulaşmasını engelleyerek:

  • Kanamayı durdurur,

  • Tümörü besleyen damarları kapatır,

  • Gereksiz veya hastalıklı damarların devre dışı bırakılmasını sağlar.

Kullanılan başlıca embolik materyaller:

  • Koil: Spiral şeklinde, damarın içini mekanik olarak tıkayan metal yapı.

  • Mikrosfer / partikül: Kan akışını tamamen engelleyecek boyutta küçük tanecikler.

  • Polidokanol köpük: Özellikle toplardamar hastalıklarında damar iç duvarını kaplayan ve damar yapısını kapatan madde.

  • Yapıştırıcılar (glue): Damar içinde hızla katılaşarak tıkanma sağlayan özel sıvılar.

  • Geçici maddeler: Jelatin sünger gibi bir süre sonra eriyen ve damar yapısını tekrar açabilen ajanlar.

Tüm işlem, anjiyografi veya floroskopi altında gerçek zamanlı olarak görüntülenir. Böylece embolik madde sadece hedef damara bırakılır, sağlıklı damarlara gitmesi engellenir.

Hangi Durumlarda Uygulanır?

Embolizasyon çok farklı hastalıkların tedavisinde kullanılır:

  • Anevrizma ve damar malformasyonları: Beyin, karaciğer, böbrek gibi organlardaki anormal damar yapılarında kanama riskini azaltmak için.

  • Kanama kontrolü:

    • Travma sonrası iç kanamalar

    • Doğum sonrası aşırı kanama (postpartum hemoraji)

    • Sindirim sistemi kanamaları

  • Onkolojik tedaviler:

    • Karaciğer tümörleri (Hepatoselüler karsinom, metastazlar)

    • Rahim miyomları

    • Böbrek tümörleri

  • Toplardamar hastalıkları:

    • Varikosel

    • Pelvik konjesyon sendromu

    • Hemoroid (basur)

  • Fonksiyonel girişimler:

    • Dalak küçültme (splenik embolizasyon)

    • Hormonal aktiviteyi azaltma (hormon salgılayan tümörlerde)

Embolizasyon Türleri

Hedefe Göre

  • Arteryel embolizasyon: Atardamarlara uygulanır (kanama kontrolü, tümör beslenmesinin kesilmesi).

  • Venöz embolizasyon: Toplardamarlara uygulanır (varikosel, pelvik varis, hemoroid).

Kullanılan Malzemeye Göre

  • Geçici embolizasyon: Bir süre sonra eriyip damarın yeniden açıldığı yöntemler.

  • Kalıcı embolizasyon: Damarın ömür boyu kapalı kalmasını sağlayan materyaller.

Tedavi Amacına Göre

  • Küratif (tedavi edici): Hastalığı tamamen ortadan kaldırmak için yapılır.

  • Palyatif (semptom azaltıcı): Hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak veya şikayetleri azaltmak için uygulanır.

İşlem Nasıl Yapılır?

Embolizasyon, deneyimli girişimsel radyologlar tarafından, özel donanımlı anjiyo ünitesinde gerçekleştirilir. Süreç şu adımlardan oluşur:

  1. Hasta değerlendirmesi ve hazırlık

    • Kan tahlilleri, görüntüleme (BT, MR, Doppler ultrason) ile hedef damar belirlenir.

    • Kullanılacak embolik materyal planlanır.

    • Hastaya işlem hakkında bilgi verilir ve onam alınır.

  2. Anestezi ve giriş

    • Çoğunlukla lokal anestezi altında yapılır. Gerekirse sedasyon eklenir.

    • Damar yolu genellikle kasık (femoral arter/ven) veya bilekten (radyal arter) açılır.

  3. Kateterle hedef damara ulaşma

    • İnce bir kateter damar içinden ilerletilir.

    • Anjiyografi ile damar yapısı detaylı olarak görüntülenir.

  4. Embolik maddenin verilmesi

    • Koil, partikül, köpük veya yapıştırıcı gibi seçilen materyal kontrollü şekilde enjekte edilir.

    • İşlem sırasında sürekli görüntüleme ile maddenin yalnızca hedef damarda kaldığı doğrulanır.

  5. İşlem sonrası

    • Kateter çıkarılır, giriş yeri kapatılır.

    • Hasta birkaç saat gözlem altında tutulur.

Avantajlar ve Dezavantajlar

Avantajlar:

  • Cerrahi kesi gerektirmez.

  • Genellikle lokal anestezi ile yapılabilir.

  • Hastanede yatış süresi kısadır (çoğu zaman aynı gün taburcu).

  • Kan kaybı riski çok düşüktür.

  • İyileşme süresi hızlıdır, hastalar kısa sürede günlük yaşamına döner.

Dezavantajlar / sınırlılıklar:

  • Her damar yapısında uygulanamayabilir.

  • Bazen hedef damara ulaşmak teknik olarak mümkün olmayabilir.

  • Tekrarlayan işlemler gerekebilir.

Riskler ve Olası Komplikasyonlar

Her tıbbi işlemde olduğu gibi embolizasyonun da bazı riskleri vardır:

  • Giriş yeri problemleri: Morarma, hafif kanama veya hematom.

  • Enfeksiyon: Nadir görülür, antibiyotik ile önlenebilir.

  • Hedef dışı embolizasyon: Embolik maddenin istenmeyen bölgeye gitmesi, bu durum tecrübeli ellerde çok nadirdir.

  • Post-embolizasyon sendromu: İşlem sonrası hafif ateş, ağrı, halsizlik; genellikle birkaç günde düzelir.

  • Doku hasarı: Damarın beslediği bölgede kan akışının kesilmesine bağlı hasar (özellikle tümörlerde amaçlanan bir durumdur).

İşlem Sonrası Süreç ve Takip

  • Gözlem: İşlem sonrası birkaç saat veya gerektiğinde bir gece gözlem altında kalınır.

  • Ağrı kontrolü: İlk günlerde hafif ağrı olabilir; basit ağrı kesiciler ile kontrol edilir.

  • Fiziksel aktivite: İlk 1-2 gün ağır egzersizden kaçınılır.

  • Kontrol görüntülemeler: BT, MR veya Doppler ile tedavi başarısı ve damar durumu değerlendirilir.

  • Günlük hayata dönüş: Çoğu hasta 2-3 gün içinde normal yaşamına geri döner.

Bilimsel Kanıtlar ve Güncel Kılavuzlar

Sık Sorulan Sorular

Endikasyon ve damar yapısına göre değişir; genellikle 30 dakika ile 2 saat arasında tamamlanır.

İşlem sırasında lokal anestezi ve gerekirse hafif sedasyon uygulanır. Çoğu hasta yalnızca giriş yerinde hafif bir baskı veya ısınma hissi tarif eder. İşlem sonrası hafif ağrı veya ateş birkaç gün sürebilir.

Çoğu hasta aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir.

Bazı hastalıklarda (örneğin tümörlerde veya çok sayıda yan damar bulunan olgularda) ek seans gerekebilir.

Modern anjiyo cihazları ve ALARA (As Low As Reasonably Achievable) prensibi ile radyasyon dozu minimuma indirilir; fayda-risk dengesi her zaman gözetilir.

İlgili Yazılar