Sayfa İçindekiler
ToggleMiyom embolizasyonu (tıbbi adıyla uterin arter embolizasyonu), rahim içinde gelişen miyomları ameliyatsız, kansız ve rahmi koruyarak tedavi etmeye yarayan, girişimsel radyoloji tarafından uygulanan modern bir yöntemdir. Cerrahi müdahale istemeyen, rahmini aldırmak istemeyen ya da tekrarlayan miyom sorunları yaşayan kadınlar için etkili ve güvenli bir alternatiftir.
Miyomlar, rahmin kas tabakasından (myometrium) kaynaklanan iyi huylu tümörlerdir. Genellikle hormonlara (özellikle östrojen ve progesteron) duyarlıdırlar. Tek başına olabilecekleri gibi, çok sayıda da olabilirler. Rahmin içinde, duvarında ya da dışında yerleşebilirler. Büyüklükleri birkaç mm’den 10-15 cm’ye kadar değişebilir.
Miyomlar, rahim arterlerinden gelen kan akımıyla beslenir. Embolizasyon işleminde amaç, miyomu besleyen damarları tıkayarak miyomun kan akımını kesmek ve böylece zamanla miyomun küçülmesini ve şikayetlerin azalmasını sağlamaktır.
1. Girişimsel Radyoloji Ünitesinde Yapılır:
İşlem, ameliyathane şartı olmadan, steril anjiyo odasında gerçekleştirilir. Genellikle lokal anestezi ve hafif bir sedasyon ile yapılır (hasta uyanıktır ama rahatlatılmış olur).
2. Kasık Atardamarından Girilir:
Kasık bölgesindeki femoral arterden çok ince bir kateterle (yaklaşık 1 mm çapında) damar içine girilir. Röntgen (anjiyografi) eşliğinde kateter rahim arterlerine ilerletilir.
3. Miyomu Besleyen Damarlar Tespit Edilir:
Rahmin her iki tarafındaki uterin arterler görüntülenir. Miyoma giden damarlar özel olarak seçilir.
4. Embolizasyon Ajanları Enjekte Edilir:
Miyoma özel mikro partiküller (örneğin polivinil alkol – PVA veya embosfer partikülleri) damar içine verilerek bu damarlar tıkanır. Böylece miyoma giden kan akımı durdurulur.
5. Kateter Çıkarılır ve İşlem Sonlanır:
Tüm işlem genellikle 45-60 dakika sürer. İşlem sonrası kasıktaki giriş yeri basit bir bandajla kapatılır; dikiş gerekmez.
Özellik | Açıklama |
---|---|
Ameliyatsızdır | Genel anestezi gerekmez, kesi yoktur. |
Rahim koruyucudur | Rahim alınmaz, doğurganlık potansiyeli korunabilir. |
İyileşme süresi kısadır | Hastalar birkaç gün içinde normal yaşama dönebilir. |
Tekrarlayan miyomlarda da etkilidir | Daha önce ameliyat olmuş hastalarda da uygulanabilir. |
Yüksek başarı oranı | Hastaların %80-90’ında semptomlar belirgin şekilde azalır. |
Evet. Çok sayıda bilimsel çalışma, miyom embolizasyonunun hem etkili hem de güvenli bir yöntem olduğunu göstermiştir.
🔹 Cochrane 2022 Derlemesi: Embolizasyon; menoraji, pelvik ağrı ve baskı semptomlarında %85’in üzerinde iyileşme sağlamaktadır.
🔹 FUME Çalışması (CVIR, 2012): Embolizasyonun myomektomiye benzer düzeyde semptom kontrolü sağladığı, fakat daha az invaziv ve daha hızlı iyileşme sunduğu ortaya konmuştur.
🔹 Peng 2024 Derlemesi: Bu sistematik derleme ve meta-analiz, semptomatik uterin fibroidlerin tedavisinde uterin arter embolizasyonu (UAE) ile miyomektomiyi karşılaştırmıştır. Çalışma, UAE’nin erken komplikasyon oranının daha düşük olduğunu, ancak miyomektomiye göre daha yüksek yeniden müdahale (reintervensiyon) ve histerektomi oranlarına sahip olduğunu göstermiştir. Her iki yöntemin de semptomları iyileştirmede etkili olduğu bulunmuştur.
🔹 Geschwind 2025 Çalışması: Bu geniş kapsamlı prospektif çalışma, ayakta tedavi (outpatient) ortamında UAE uygulanan fibroid hastalarında yaşam kalitesi değerlendirmesini incelemiştir. Çalışma, UAE’nin semptomları (kanama, ağrı, bası semptomları) ve genel yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirdiğini ortaya koymuştur. Bu çalışma, UAE’nin ayakta tedavi merkezlerinde güvenli ve etkili bir şekilde uygulanabileceğini desteklemektedir.
Miyom embolizasyonu (uterin arter embolizasyonu, UAE), rahimdeki miyomlara bağlı şikayetleri olan kadınlar için cerrahi dışı bir tedavi seçeneğidir. Ancak her tedavi gibi bu yöntem de her hastaya uygun değildir. Başarı ve güvenlik açısından doğru hasta seçimi çok kritik bir basamaktır. Aşağıda bu işlemin kimler için uygun olduğunu ve kimlerde dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini açıklıyoruz.
Aşağıdaki gruplardaki hastalar için miyom embolizasyonu genellikle çok uygun bir seçenektir:
1. Rahmini Korumak İsteyen Kadınlar
Çocuk sahibi olmayı planlayan veya rahmini aldırmak istemeyen kadınlar için, UAE rahim koruyucu bir alternatif sunar.
2. Cerrahi İstemeyen veya Cerrahi Riski Yüksek Olanlar
Genel anestezi almak istemeyen, ameliyat sonrası iyileşme sürecinden kaçınmak isteyen ya da altta yatan hastalıklar nedeniyle cerrahi riski yüksek olan kadınlarda UAE güvenli bir alternatiftir.
3. Miyomlara Bağlı Şikayetleri Olanlar
Yoğun adet kanaması, adet düzensizliği, kasık ve bel ağrısı, sık idrara çıkma, kabızlık gibi şikayetleri olan ve bunların miyomlarla ilişkili olduğu saptanan hastalar için UAE etkilidir.
4. Tekrar Miyom Oluşmuş Hastalar (Cerrahi Geçmişi Olanlar)
Daha önce myomektomi (miyom ameliyatı) geçirmiş, ancak miyomları tekrar etmiş kadınlar için UAE ikinci müdahale olarak uygundur.
5. Miyomların Yerleşimi ve Boyutu Uygun Olanlar
Subseröz ve intramural yerleşimli, rahim boşluğunu çok fazla bozmayan miyomlarda embolizasyonun başarısı yüksektir.
Miyom embolizasyonu bazı özel durumlarda uygulanmamalı ya da çok dikkatli hasta seçimi yapılmalıdır:
1. Aktif Gebelik
Gebelik döneminde embolizasyon yapılmaz. Bu işlem doğum sonrası veya gebelik dışı dönemde planlanmalıdır.
2. Submukozal Miyomlar
Rahim iç boşluğunu tamamen kaplayan submukozal miyomlar, embolizasyondan sonra dışarı atılabilir ve bu durum ağrı veya enfeksiyon riski yaratabilir. Bu tip miyomlarda histeroskopik cerrahi daha uygun olabilir.
3. Malignite Şüphesi
Hızla büyüyen, düzensiz yapılı miyomlarda sarkom gibi kötü huylu tümörler ayırt edilmeden UAE yapılmamalıdır. Önce malignite dışlanmalıdır.
4. İleri Endometriozis veya Pelvik Enfeksiyon
Pelvik enfeksiyonu olan ya da endometriozis nedeniyle farklı yapısal bozuklukları olan hastalarda embolizasyon komplikasyon riski taşıyabilir.
5. Böbrek Yetmezliği veya Kontrast Madde Alerjisi
İşlem sırasında kullanılan kontrast madde nedeniyle, böbrek fonksiyon bozukluğu olan veya ağır kontrast alerjisi olan hastalarda alternatifler düşünülmelidir.
6. Doğurganlık Planlayan Kadınlar
UAE sonrası gebelik mümkündür ancak her hasta için doğurganlık etkisi aynı değildir. Gebelik planlayan kadınlarda çok dikkatli değerlendirme yapılmalı, bazı durumlarda cerrahi tedavi (myomektomi) daha uygun olabilir.
Her hastanın klinik durumu, miyomun yeri, sayısı, boyutu ve doğurganlık beklentisi farklıdır. Bu nedenle standart bir tedavi yaklaşımı yerine kişiselleştirilmiş değerlendirme yapılmalıdır.
Miyom embolizasyonu (uterin arter embolizasyonu – UAE), doğru endikasyonla ve deneyimli bir girişimsel radyolog tarafından uygulandığında yüksek başarı oranlarına sahip, güvenilir ve etkili bir tedavi yöntemidir. Klinik başarı; hastanın semptomlarındaki iyileşme, yaşam kalitesindeki artış ve tekrar cerrahiye ihtiyaç duymama oranı üzerinden değerlendirilir.
Çeşitli randomize kontrollü çalışmalar ve sistematik derlemeler, miyom embolizasyonunun semptomları azaltmada %85–92 arasında başarı sağladığını göstermektedir. Bu semptomlar arasında:
Özellikle kanama ve ağrı şikayetlerinde en hızlı ve etkili iyileşme gözlenmektedir. Kanama şikayeti olan hastaların yaklaşık %90’ında, embolizasyon sonrası kanama ya tamamen ortadan kalkmakta ya da anlamlı düzeyde azalmaktadır.
Embolizasyon sonrasında miyomlara giden kan akımı kesildiği için, miyomlar besinsiz ve oksijensiz kalır. Bu durum hücresel düzeyde dejenerasyona yol açar ve miyom hacminde zamanla küçülme başlar. Literatürde:
Küçülme genellikle ilk 3–6 ay içinde başlar, 1 yıl içinde maksimum düzeye ulaşır.
Uygun hasta seçimi yapıldığında, işlem sonrası tekrar cerrahi ya da ikinci embolizasyon ihtiyacı düşüktür. Çalışmalar, UAE yapılan hastaların:
UAE uygulanan kadınların büyük çoğunluğu, işlem sonrası yaşam kalitesinin belirgin şekilde arttığını ifade etmektedir. Yapılan anketlerde, hastaların %85–90’ı tedaviden memnun kaldıklarını ve benzer durumda olan kadınlara önerdiklerini belirtmiştir.
Miyom embolizasyonu, genel olarak iyi tolere edilen, ancak hem işlem sırasında hem de sonrasında kontrollü ve yönetilebilir düzeyde ağrıya yol açabilen bir tedavi yöntemidir. Ağrının tipi ve şiddeti, hastanın ağrı eşiği, miyomların boyutu ve sayısı gibi faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Bu süreci daha net anlatabilmek için işlem sırası ve işlem sonrası olmak üzere iki aşamada inceleyebiliriz:
Hayır, çoğu hastada işlem sırasında ciddi bir ağrı hissedilmez. Miyom embolizasyonu, anjiyo ünitesinde, genellikle lokal anestezi ve hafif sedasyon altında yapılır. Hasta uyanıktır ancak rahatlatıcı ilaçlarla gevşemiş ve ağrı eşiği yükselmiş durumdadır.
İşlemden birkaç saat sonra başlayan ağrı, embolizasyonun doğal ve beklenen bir sonucudur. Çünkü miyomları besleyen damarlar tıkandığında miyom dokusu iskemiye girer (kan akımı kesilir) ve bu durum, tıpkı kalp krizinde ya da doku sıkışmasında olduğu gibi iskemik ağrıya neden olur.
Hastaların büyük bir kısmı bu süreci:
Nadiren, miyomun dışarı atılması ya da enfekte olması gibi komplikasyonlara bağlı olarak ağrı uzayabilir; bu durumlar genellikle erken fark edilir ve yönetilir.
İşlem sonrası yaşanan ağrı genellikle geçici, beklenen ve yönetilebilir bir süreçtir. Uzun vadede, hastaların büyük kısmı bu ağrıyı, miyomun sebep olduğu yıllık kanamalar, sancılar ve baskı hissiyle kıyaslandığında çok daha kısa ve tolere edilebilir bulmaktadır. Nitekim yapılan çalışmalarda, işlem sonrası ağrı yaşayan hastaların çoğu, bu sürecin sonunda elde ettikleri semptom kontrolünden yüksek memnuniyet duyduklarını bildirmiştir
Miyom embolizasyonu sonrasında miyomların küçülme süreci hemen başlasa da, bu değişim yavaş ilerleyen ve aylar içerisinde belirginleşen bir süreçtir. İşlem sonrası miyomlara giden kan akımı kesildiği için dokuda oksijensizlik (iskemi) ve hücre ölümü başlar. Bu sürecin sonucunda miyomlar canlılığını kaybeder, zamanla büzüşür ve küçülür. Klinik gözlemler ve görüntüleme takiplerine göre miyomların hacminde anlamlı küçülme genellikle ilk 3 ay içinde fark edilmeye başlar, ancak en belirgin sonuçlar 6 ila 12 ay arasında ortaya çıkar. Yapılan çalışmalarda miyom hacminde %50’den fazla küçülme görülebileceği belirtilmiştir. Küçülmenin hızı ve oranı, miyomun başlangıç boyutuna, yapısına ve sayısına göre kişiden kişiye değişebilir. Özellikle büyük ve iyi damarlanmış miyomlarda küçülme daha çarpıcı olabilir. Bu süreç boyunca hastaların şikayetlerinde (kanama, ağrı, bası hissi gibi) kademeli ama anlamlı bir iyileşme izlenir.
Miyom embolizasyonu sonrası adet düzeninde geçici değişiklikler yaşanabilir; ancak kalıcı adet kaybı ya da erken menopoz gibi ciddi hormonal bozukluklar çok nadiren görülür. Bu durum hastanın yaşı, yumurtalık rezervi, rahmin damarlanma yapısı ve işlem sırasında kullanılan tekniklere göre değişkenlik gösterebilir.
Embolizasyon sonrası ilk birkaç ay içinde:
Bu tablo genellikle geçici bir durumdur ve miyomların küçülmesiyle birlikte adet düzeni ilk 3–6 ay içinde normale döner. Özellikle aşırı kanama yaşayan hastalarda bu durum hasta açısından rahatlatıcı olabilir.
Uterin arter embolizasyonunun yumurtalık fonksiyonlarına etkisi minimaldir, ancak tamamen risksiz değildir. Menopoza girme riski:
Bu riskin nedeni, rahmi besleyen damarların yumurtalıklara giden damarlarla ortak dallarının olmasıdır. Bazı kadınlarda uterin arterin embolize edilmesi, yumurtalık damarlarını da kısmen etkileyebilir. Ancak deneyimli ellerde ve uygun tekniklerle bu risk oldukça düşüktür.
Bu nedenle doğurganlık planı olan hastalarda embolizasyon kararı verirken bu faktörler mutlaka değerlendirilmelidir.
Miyom embolizasyonu, rahmi koruyan minimal invaziv bir tedavi yöntemi olsa da, özellikle çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlar için “doğurganlığa etkisi” en çok merak edilen konulardan biridir. Embolizasyonun gebe kalma üzerindeki etkisi, tamamen miyomun yeri, kadının yaşı, yumurtalık rezervi ve yapılan işlemin teknik ayrıntılarına bağlı olarak değişebilir.
Evet, birçok kadın embolizasyon sonrası doğal yolla hamile kalabilir. Ancak bu olasılık hastanın bireysel özelliklerine göre değişir. Embolizasyon sonrası gebelik mümkün olmakla birlikte, bu yöntem özellikle aktif çocuk planı olmayan, ancak rahmini korumak isteyen hastalar için daha uygun kabul edilir.
Pregnancy success and outcomes after uterine fibroid embolization: updated review of published literature: Yayınlanmış literatürün bu güncel derlemesi, UAE sonrası gebelik başarısını ve sonuçlarını özetlemektedir. UAE sonrası sağlıklı gebeliklerin bildirildiğini, ancak gebelik oranı ve komplikasyon riskleri konusunda belirsizliklerin devam ettiğini belirtmektedir. Özellikle erken araştırmaların olumsuz sonuçları olduğunu, ancak daha yeni verilerin gebelik olasılığının olduğunu gösterdiğini tartışmaktadır.
Miyom embolizasyonu, özellikle rahmini korumak isteyen kadınlar için ameliyatsız bir çözüm sunar. Hem güvenli hem de etkili bir yöntemdir ve yaşam kalitesini artırır.
Dr. Mehmet Hakan PIÇAK olarak kliniğimizde, her hastayı bireysel olarak değerlendiriyor, girişimsel radyolojinin sunduğu minimal invaziv seçeneklerle en uygun çözümü sunuyoruz.
👉 Eğer miyomlarınız hayat kalitenizi etkiliyorsa, ameliyatsız bir çözüm arıyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz.
1986 yılında Elbistan’da doğmuştur. 2010 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Radyoloji ihtisasını aldı. 2015-2017 yılları arasında Tatvan Devlet Hastanesinde zorunlu hizmetini yapmıştır. 2018 yılından itibaren İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Girişimsel Radyolog olarak çalışmaktadır.
Telefon: 0232 398 3700 İç Hat: 55387
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
Uz.Dr. Mehmet Hakan PIÇAK
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
0232 398 3700 – İç Hat:55387
info@girisimsel.com.tr