Embolizasyon, vücuttaki bir damar sisteminin içerisine girilerek, hedeflenen bir damar yatağının geçici veya kalıcı olarak tıkanması işlemidir. Bu işlem, genellikle bir kanamanın durdurulması, bir tümörün veya hastalıklı dokunun kan akımının kesilmesi ya da damar genişlemelerinin (örneğin anevrizmalar veya varikosel) tedavisi amacıyla yapılır.

Tıbbi anlamda embolizasyon, girişimsel radyoloji alanının önemli minimal invaziv (yani ameliyatsız, kesmeden yapılan) tedavi yöntemlerinden biridir. İşlem sırasında, genellikle kasık (femoral arter) ya da el bileği (radial arter) bölgesinden girilerek, çok ince ve uzun bir kateterle damar sistemine ulaşılır. Bu kateter, anjiyografi cihazı eşliğinde hedef damara yönlendirilir. Ardından, bu damarın içerisine tıkanmayı sağlayacak özel maddeler gönderilir.
🔸 Bu maddelere “embolizan ajanlar” denir ve yapısına göre farklı türleri vardır:
- Mikropartiküller (küçük tanecikler)
- Jelatin sünger parçaları
- Metal spiraller (coil)
- Köpük formüller
- Doku yapıştırıcı sıvılar (glue, NBCA)
Embolizan maddenin tipi, işlem yapılan organın yapısına, damarın büyüklüğüne ve hastalığın tipine göre seçilir.
💡 Embolizasyon Ne İçin Kullanılır?
- Akut kanamalarda (örneğin mide-bağırsak kanamaları, doğum sonrası kanamalar)
- Anevrizma tedavisinde
- Tümörlere giden kan akımını kesmek için
- Damar yumağı (AVM – arteriyovenöz malformasyon) tedavisinde
- Varikosel veya pelvik konjesyon sendromu gibi damar kaynaklı ağrılarda
- Organlara cerrahisiz müdahale gerektiğinde (örneğin dalak, böbrek gibi)
✨ Avantajları:
- Açık ameliyata göre çok daha az travmatik bir yöntemdir.
- Genel anestezi gerektirmez, genellikle lokal anestezi ve hafif sedasyon ile yapılır.
- İşlem sonrası iyileşme süresi kısadır ve genellikle hastanede yatış süresi bir gündür.
- Hayati risk taşıyan kanamalarda hayat kurtarıcı olabilir.
Sonuç olarak, embolizasyon işlemi; hedef damara özel bir şekilde müdahale etmeye imkân veren, modern tıbbın en güçlü ve etkili girişimsel tedavi yöntemlerinden biridir.