Pazartesi- Cuma 09.00 - 16.00 0232 398 3700 – İç Hat:55387 Uz.Dr. Mehmet Hakan PIÇAK
Minimal İnvaziv
Ameliyatsız, Kesi yok
Görüntüleme Eşiliğinde
Hassas müdahale
Yenilikçi
İnovasyonla sürekli gelişim

Perforan Ven Yetmezliği Nedir? Ameliyatsız Tedavi Seçenekleri

Perforan Ven Yetmezliği: Ameliyatsız Tedavi Seçenekleri ve Girişimsel Yaklaşım | Dr. Mehmet Hakan Pıçak

Perforan Venler Nedir?

Perforan ven yetmezliğiVücudumuzda toplardamar sistemi iki ana koldan oluşur: yüzeyel ve derin damarlar.
Bu iki sistemi birbirine bağlayan, köprü görevi gören ince damarlar ise perforan venlerdir.
Normalde bu damarlar, kanın yüzeyden derine doğru tek yönlü akmasını sağlar.
Bu akış yönü, damar içindeki kapakçıklar sayesinde korunur.

Ancak bu kapakçıklar bozulduğunda ya da yapısal olarak zayıfladığında, kanın bir kısmı ters yönde, yani derinden yüzeye doğru akmaya başlar.
Bu duruma perforan ven yetmezliği diyoruz.
Yani aslında bu, toplardamar sistemindeki “tek yönlü kapıların” artık tam kapanmaması anlamına gelir.

Bu durumda, bacakta yüzeyel damarlar üzerine fazladan basınç biner.
Zamanla bu damarlar genişler, kıvrılır ve dışarıdan belirgin hale gelir.
Sonuç olarak da varis, bacak ağrısı, şişlik ve ciltte renk değişiklikleri gibi bulgular ortaya çıkar.

Bir bakıma perforan venler, bacak damarlarının “basınç tahliye vanaları” gibidir.
Bu sistem bozulduğunda, tıpkı musluğu açık bırakılmış bir hortum gibi, yüzeydeki damarlar sürekli dolu ve gergin kalır.

Perforan Ven Yetmezliği Nasıl Oluşur?

Perforan ven yetmezliği genellikle zaman içinde gelişen bir süreçtir.
Uzun süre ayakta kalmak, hareketsiz yaşam tarzı, fazla kilo, hamilelikler, genetik yatkınlık gibi faktörler damar duvarlarını ve kapakçıkları yorar.
Zayıflayan kapakçıklar görevini yapamadığında, kanın aşağıya doğru akması gerekirken bir kısmı yukarıdan geri kaçar.
Bu ters akım (reflü) perforan damarlar üzerinden yüzeyel sisteme yük bindirir.

Bazen de altta yatan derin ven trombozu (pıhtı) veya geçirilmiş damar iltihabı gibi durumlar, bu damarların yapısını bozarak yetmezliği tetikler.
En sık etkilenen damarlar Cockett perforanları (bacağın iç kısmında, diz altı bölgede), Boyd perforanları (diz hizasında) ve Dodd perforanları (uyluk bölgesinde) olarak bilinir.

Sonuçta tablo hep aynıdır:
Derin sistemdeki basınç yüzeye taşar, yüzeyel damarlar genişler ve hasta “varisim tekrar etti” ya da “diz altımdaki damarlar hep şiş” şeklinde şikayet etmeye başlar.

Perforan Ven Yetmezliği Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Perforan ven yetmezliği, başlangıçta sinsi seyreder.
Hastaların büyük kısmı “bacaklarım gün sonunda ağırlaşıyor” ya da “topuk çevremde gerginlik hissediyorum” diyerek başvurur.
Zamanla şikâyetler artar ve tablo belirginleşir.

kronik venöz yetmezlik dereceleri

En sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Bacakta ağırlık, dolgunluk ve yorgunluk hissi

  • Uzun süre ayakta kaldıktan sonra artan ağrı

  • Ayak bileği çevresinde ödem (şişlik)

  • Ciltte kahverengi renk değişiklikleri veya sertleşme (lipodermatoskleroz)

  • Topuk ve ayak bileği çevresinde iyileşmeyen yaralar (venöz ülser)

Bazı hastalarda bu durum yüzeyel varislerle karışır.
Oysa yüzeysel varislerin altında yatan asıl problem çoğu zaman perforan ven yetmezliğidir.
Yani yüzeyde gördüğümüz kıvrımlı damarlar, aslında derindeki basınç artışının sonucudur. Bu nedenle doğru tanı, renkli Doppler ultrason ile konur. Ultrason sırasında bacak damarları ayakta incelenir; çünkü bu pozisyon damarlardaki gerçek reflü (geri kaçış) yönünü gösterir.

Deneyimli bir hekim, hangi perforan damarların yetmezlik gösterdiğini, hangi bölgelerde basınç kaçışı olduğunu net olarak belirler.
Bu sayede sadece şikâyet değil, kaynak damar da tespit edilir — yani tedavi hedefi tam olarak belirlenir.

Perforan Ven Yetmezliğinde Tedavi Yöntemleri

Tedavide amaç, ters yönde akan kanı durdurmak ve bacakta oluşan basıncı azaltmaktır.
Bu hedefe ulaşmak için iki basamaklı bir yaklaşım izlenir: konservatif (destekleyici) ve girişimsel (aktif kapatma) yöntemler.

🔹 Destekleyici Tedaviler

Hastalığın erken döneminde veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda tercih edilir:

  • Kompresyon çorapları: Dıştan basınç uygulayarak damar içi basıncı dengeler.

  • Egzersiz ve kilo kontrolü: Baldır kası pompasının çalışmasını destekler.

  • Uzun süre ayakta kalmaktan kaçınma ve bacakları yükseğe kaldırma gibi basit önlemler bile rahatlama sağlar.

Ancak bu yöntemler nedeni ortadan kaldırmaz, sadece şikâyetleri hafifletir.
Kalıcı çözüm için yetmezlik gösteren damarların kapatılması gerekir.

🔹 Girişimsel Tedavi Seçenekleri

perforan ven tedavisi ablasyonGünümüzde perforan ven yetmezliği artık ameliyatsız şekilde tedavi edilebiliyor.
Girişimsel radyoloji sayesinde, iğne deliği büyüklüğünde bir girişten damar içine ulaşılıyor ve hedeflenen damar ısı, yapıştırıcı veya tıkayıcı madde ile kapatılıyor.

Bu yöntemler arasında:

  • Endovenöz Lazer veya Radyofrekans Ablasyon:
    Ultrason eşliğinde damar içine ince bir kateter yerleştirilir.
    Kateterin ucundan verilen ısı enerjisiyle damar duvarı büzülür ve kapanır.

  • Skleroterapi (Köpük yöntemi):
    Damarın içine özel bir ilaç köpük halinde verilerek duvarlar birbirine yapıştırılır.

  • Embolizasyon (Girişimsel Radyoloji yöntemi):
    Mikrokateter aracılığıyla hedef damar içine minik tıkayıcı parçacıklar veya özel yapıştırıcılar gönderilir.
    Bu yöntem özellikle derine yerleşmiş, klasik lazerin ulaşamadığı perforan damarlar için uygundur.

Bu işlemler cerrahi kesi olmadan, genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hasta aynı gün yürüyerek evine döner.
Damar kapandıktan sonra kan akımı yüzeyel sisteme kaçamaz ve varisler üzerindeki basınç ortadan kalkar.

Kliniğimizde Uygulanan Girişimsel Tedaviler

Dr. Mehmet Hakan PIÇAK anjiyo suitePerforan ven yetmezliği tedavisinde amaç, yalnızca şikâyetleri azaltmak değil, problemin kaynağını kalıcı biçimde ortadan kaldırmaktır.
Dr. Mehmet Hakan Pıçak tarafından yürütülen Girişimsel Radyoloji Kliniğimizde, bu amaçla ultrason eşliğinde yapılan minimal invaziv (ameliyatsız) yöntemler tercih edilmektedir.

Tedavi öncesinde hastalarımız, renkli Doppler incelemesiyle detaylı olarak değerlendirilir.
Hangi perforan damarların reflüye neden olduğu, yüzeyel ve derin sistem bağlantıları, damar çapları ve reflü süreleri titizlikle belirlenir.
Bu sayede her hastaya kişiye özel tedavi planı oluşturulur.

Uygulanan başlıca yöntemler şunlardır:

  • Endovenöz Radyofrekans veya Lazer Ablasyon:
    Yetmezlik gösteren perforan damara ultrason rehberliğinde çok ince bir kateter yerleştirilir.
    Damar duvarı kontrollü ısı enerjisiyle büzülür ve kapanır.
    İşlem ortalama 20–30 dakika sürer, lokal anestezi ile yapılır.

  • Köpük Skleroterapi (Polidokanol yöntemi):
    Damar içine ultrason eşliğinde köpük haline getirilmiş özel bir sklerozan ilaç verilir.
    Damar duvarları birbirine yapışır, birkaç hafta içinde damar vücut tarafından emilir.

  • Embolizasyon (Mikrokateter Tekniği):
    Derin yerleşimli perforan venlerde tercih edilir.
    İnce mikrokateter aracılığıyla hedef damara ulaşılır ve damar mikroskopik tıkayıcı ajanlarla (örneğin emboli parçacıkları veya doku yapıştırıcıları) kalıcı olarak kapatılır.
    Bu yöntemle hem yetmezlik giderilir hem de tekrar riski en aza indirilir.

Tüm bu işlemler ciltte kesi olmadan, sadece iğne girişiyle yapılır.
Hasta işlemden hemen sonra yürüyebilir, genellikle aynı gün taburcu edilir.
Üstelik çoğu hasta ertesi gün işine dönebilir.

İzmir’deki kliniğimizde uyguladığımız bu girişimsel yöntemler, klasik cerrahilere göre hem daha konforlu hem de tekrarlama oranı daha düşüktür.

Tedavi Sonrası Takip ve Yaşam Önerileri

Girişimsel tedavi sonrası iyileşme süreci genellikle oldukça rahattır.
Ancak damarın tamamen kapanıp kapanmadığını ve yeni bir yetmezlik gelişip gelişmediğini değerlendirmek için takip süreci önemlidir.

İlk kontrol genellikle 1–2 hafta sonra yapılır.
Bu kontrolde hem işlem bölgesi hem de dolaşım yeniden Doppler ultrason ile değerlendirilir.
Kapanmayan bir damar varsa, gerekirse ek köpük uygulamasıyla destek sağlanabilir.

Hastalarımıza işlem sonrası dönemde şu önerilerde bulunuyoruz:

  • Kompresyon çorabı birkaç hafta süreyle düzenli kullanılmalı.

  • Günlük yürüyüş, baldır kasını aktif tutmak açısından çok faydalıdır.

  • Uzun süre oturmak ya da ayakta kalmak gerekiyorsa, ara ara bacak hareketleri yapılmalı.

  • Sıcak banyo, sauna ve yoğun güneş ilk haftalarda önerilmez.

  • Varsa fazla kilo ve kabızlık gibi venöz basıncı artıran faktörler mutlaka düzeltilmelidir.

Hastalar genellikle ilk haftadan itibaren ağrı, şişlik ve dolgunluk hissinin belirgin şekilde azaldığını fark eder.
Ciltteki renk değişiklikleri ve varisli damarların görünümü de zamanla geriler.

Kısacası tedavi sonrası süreç, damar sağlığının korunması ve nüksün önlenmesi açısından en az işlem kadar önemlidir.
Düzenli takiplerle, perforan ven yetmezliği bir daha tekrarlamadan kontrol altında tutulabilir.

Bilimsel Kanıtlar ve Güncel Kılavuzlar

  1. NICE CG168 – Varicose veins: diagnosis and management (2013, hâlen geçerli çerçeve)
    Endotermal tedavi/EVLA-RFA’yı ilk basamak olarak konumlandırır; hasta yönlendirme ve tanı akışını netleştirir. NICE+2NICE+2

  2. ESVS 2022 Chronic Venous Disease Guidelines (tam metin + tablo/öneriler)
    İnkomitan perforatörler için endovenöz ablasyon, ligasyon veya bölme seçeneklerini “consider” düzeyinde önerir; ayrıntılı sınıflama ve kanıt tabloları içerir. ESVS+2ESVS+2

  3. SVS/AVF 2023–2024 Varis Kılavuzları (Part I–II; SIR tarafından da desteklenmiş)
    Dupleks tarama, truncal reflü yönetimi ve ek tedavilerde güncel pratik öneriler; perforatörlerin endikasyon bağlamı da bu çerçevede ele alınır. jvsvenous.org+1

  4. Rasmussen RCT – BJS 2011 + J Vasc Surg 2013 (3–5 yıllık takipler)
    EVLA, RFA, köpük ve stripping karşılaştırmaları; etkinlik, iyileşme hızı ve nüks/teknik başarısızlık verileri. PubMed+2bas-website.s3.amazonaws.com+2

  5. Lawrence PF et al., J Vasc Surg 2011Endovenous ablation of incompetent perforating veins…
    İnatçı venöz ülserlerde inkomitan perforatör ablasyonunun yara iyileşmesine katkısını gösterir. jvascsurg.org

  6. Kuyumcu G. & uten., 2016 – Minimally invasive treatments for perforator vein insufficiency (derleme, açık erişim)
    SEPS’ten endovenöz/perkütan tekniklere güncel minimal invaziv yaklaşımların özeti. PMC

İsteğe bağlı ek okuma: REVAS/nüks dinamikleri (O’Donnell 2016 meta-analiz) ve perforatör müdahalesi sonuçlarına dair sistematik derlemeler. jvsvenous.org+1

Tedavide En Önemli Adım: Damarı Değil, Nedeni Hedeflemek

Perforan ven yetmezliği tedavisinde asıl hedef, yalnızca bir damarı “kapatmak” değildir.
Gerçek başarı, venöz sistemin tamamının anatomik ve hemodinamik dengesini anlamakla başlar.

Bacak toplardamarları karmaşık bir ağ gibi çalışır; yüzeyel, perforan ve derin damarlar arasında sürekli bir basınç dengesi vardır.
Bu sistemdeki bir damarı rastgele kapatmak bazen geçici bir rahatlama sağlar, ama çoğu zaman tıpkı bir nehrin yatağını yanlış yere yönlendirmek gibi, basıncı başka bir bölgeye taşır ve sorunu büyütebilir.

Bu nedenle her hastada ilk yapılması gereken şey, ayrıntılı bir renkli Doppler ultrason haritalamasıdır.
Bu inceleme sırasında damar çapları, reflü yönleri, reflü süreleri ve derin sistem bağlantıları dikkatle değerlendirilir.
Sonrasında yapılacak müdahale, bu haritaya göre “hesaplı” biçimde planlanır.

Perforan ven tedavisi, yalnızca iyi bir cihazla değil, tecrübeli bir gözle ve doğru teknikle yapılmalıdır.
Çünkü mesele sadece damarı görmek değil; kanın hangi yöne, neden kaçtığını anlamaktır.
Bugün birçok hekim varis tedavisi yapıyor olsa da, perforan ven yetmezliğini tanıyıp doğru şekilde tedavi edebilen doktor sayısı oldukça azdır.
Bu nedenle bu tür işlemler, venöz anatomi ve hemodinamik konusunda uzmanlaşmış girişimsel radyologlar tarafından yapılmalıdır.

Kısacası, doğru tedavi damarı değil, mekanizmayı hedeflemelidir.
Kliniğimizde her işlem öncesinde yapılan kapsamlı Doppler değerlendirmesi sayesinde, uygulanan girişimler yalnızca geçici bir rahatlama değil, kalıcı bir dolaşım dengesi oluşturmayı amaçlar.
Sonuç olarak, perforan ven yetmezliği tedavisinde başarı “damarı tıkamakta” değil; hangi damarın, neden tıkanması gerektiğini bilmekte gizlidir.

Dr Mehmet Hakan PIÇAK

Uzm. Dr. Mehmet Hakan PIÇAK

Radyoloji Uzmanı

1986 yılında Elbistan’da doğmuştur. 2010 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Radyoloji ihtisasını aldı. 2015-2017 yılları arasında Tatvan Devlet Hastanesinde zorunlu hizmetini yapmıştır. 2018 yılından itibaren İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Girişimsel Radyolog olarak çalışmaktadır.

Girişimsel radyolojinin hassasiyetini kullanarak, hastalarımı ameliyatsız, etkili ve bireye özel çözümlerle sağlığına kavuşturmak için her gün daha iyisini yapmaya çalışıyorum.