Sayfa İçindekiler
TogglePelvik Konjesyon Sendromu, özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda sık görülen, ancak çoğu zaman tanısı geciken bir toplardamar yetmezliği problemidir.
Karın ve kasık bölgesindeki toplardamarlar, kanı kalbe taşırken içlerindeki kapakçıklar sayesinde tek yönlü akışı sağlar. Bu kapakçıklar yıprandığında veya doğuştan yeterince güçlü olmadığında, kan yerçekiminin etkisiyle aşağıda birikir ve damar içinde basınç artar. Bu durum damarların genişlemesine, kıvrılmasına ve pelvik bölgede kronik bir tıkanıklık ile dolgunluk hissine neden olur.
Pelvik Konjesyon Sendromu oluşumunda başlıca nedenler:
Gebelik: Gebelik sırasında artan kan hacmi ve hormonlar damarları gevşetir, kapakçıkları zorlar.
Hormonal etkiler: Özellikle östrojenin damar duvarını gevşetici etkisi.
Genetik yatkınlık: Ailede toplardamar yetmezliği öyküsü bulunması.
Anatomik faktörler: Sol yumurtalık toplardamarının böbrek toplardamarına dik açıyla bağlanması gibi kan akışını zorlaştıran durumlar.
Pelvik Konjesyon Sendromu yalnızca bölgesel bir damar sorunu değildir. Pelvik organlara giden kanın dolaşım dinamiklerini bozar, uzun süreli ağrıya ve yaşam kalitesinde ciddi düşüşe yol açabilir.
Bizim klinik yaklaşımımızda bu hastalık, yalnızca damar çapına bakılarak değil, damar içi basınç, kaçak noktaları ve yan damar bağlantıları bütüncül olarak değerlendirilerek ele alınır.
Pelvik Konjesyon Sendromunun en sık görülen belirtisi, alt karın bölgesinde künt, baskı tarzında ağrıdır. Bu ağrı çoğunlukla:
Gün içinde, özellikle uzun süre ayakta kalınca artar.
Adet öncesinde ve adet döneminde şiddetlenir.
Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında artış gösterir.
Diğer sık karşılaşılan bulgular:
Vajinal veya dış genital bölgede belirginleşen toplardamarlar
Bacak iç yüzünde veya kalça bölgesinde alışılmışın dışında görülen varisler
Kasıkta dolgunluk ve hassasiyet
Bazı olgularda sık idrara çıkma veya idrar yaparken baskı hissi
Tanı yöntemleri:
Doppler ultrason – İlk basamak değerlendirme aracıdır. Damar çapı, kan akış yönü ve geriye kaçış varlığı incelenir.
Manyetik Rezonans (MR) Venografi – Hem damar yapısını hem de olası damar basılarını (örneğin böbrek toplardamarına dıştan bası) ortaya koyar.
Bilgisayarlı Tomografi (BT) Venografi – Anatomiyi net gösterir, girişimsel tedavi öncesinde yol gösterici olabilir.
Tanısal anjiyografi – Hem tanı hem de tedavinin bir parçasıdır. Hangi damarların yetmezlik gösterdiğini en net şekilde ortaya koyar.
Klinik uygulamamızda tanı sürecinin en kritik adımı, ayrıntılı damar haritalamasıdır.
Sadece “hangi damarda kaçak var” sorusuna değil, kanın hangi yollardan dolaştığına, yan damarların nereye bağlandığına ve basıncın nerelerde arttığına da bakarız. Bu detaylı yaklaşım, tedavinin başarısını doğrudan etkiler.
Pelvik Konjesyon Sendromunun tedavisinde günümüzde en etkili ve en sık tercih edilen yöntem, pelvik toplardamarların embolizasyonudur. Bu yöntem, kasık ya da boyun bölgesinden yapılan küçük bir damar girişinden kateter ile pelvik bölgedeki yetmezlik gösteren damarlara ulaşılarak, bu damarların kalıcı olarak kapatılması prensibine dayanır.
Başlıca ameliyatsız tedavi teknikleri:
Koil ile embolizasyon: Yetmezlik gösteren damar segmentlerine spiral şeklinde metalik kapatma materyali (koil) yerleştirilir.
Köpük skleroterapi: Sklerozan madde köpük formunda damara verilir, damar iç yüzeyini kapatarak kapanmasını sağlar.
Vasküler plug: Bazı geniş çaplı damarların tek adımda kapatılmasında kullanılır.
Kombine teknikler: Koil + köpük skleroterapi veya koil + plug gibi birden fazla yöntemin birlikte kullanılması.
Cerrahi tedaviler (damar bağlama) artık çok nadir uygulanmakta; güncel kılavuzlar ve çalışmalar, minimal invaziv endovasküler tekniklerin hem daha güvenli hem de daha hızlı iyileşme sağladığını ortaya koymaktadır.
Bu tedavilerde amaç, yalnızca damar çapını daraltmak değil, damar sisteminin dinamiğini düzeltmek ve varis oluşumunu kalıcı olarak durdurmaktır.
Bizim klinikte tedavi süreci, ayrıntılı damar haritalaması ile başlar. Doppler ultrason ve gerekirse venografi ile:
Hangi damarlarda yetmezlik olduğu
Kanın hangi yollardan geri kaçtığı
Perforan bağlantılar ve aksesuar damarlar
Pelvik varis havuzunun büyüklüğü
detaylı şekilde ortaya konur.
Bu değerlendirmeden sonra, pelvik varis rezervuarını hesaplarız. Yani, sadece yumurtalık toplardamarını kapatmakla yetinmeyiz. Eğer pelvik varislerin kendisi tedavi edilmezse, ilerleyen dönemde başka damarlardan bu varis havuzuna yeni kaçaklar oluşabilir. Bu nedenle hedefimiz, hem yumurtalık toplardamarını hem de pelvik varislerin kendisini kapatmaktır.
Uygulama yaklaşımımız:
Çoğu hastada koil + köpük skleroterapi kombinasyonu kullanırız. Koiller, ana damarı kalıcı olarak kapatırken köpük, varisli alanın iç yüzeyini kapatarak damarı devre dışı bırakır.
Bu bütüncül yaklaşım sayesinde, yalnızca kısa vadede şikâyetlerin düzelmesini değil, uzun vadede de nüks riskinin en aza inmesini hedefleriz.
Tedavinin başarısını garanti altına almak için tüm süreci görüntüleme eşliğinde ve adım adım kontrol ederek ilerletiriz.
Pelvik ven embolizasyonu, kasık veya boyun bölgesinden yapılan küçük bir damar girişinden gerçekleştirilen, kesi gerektirmeyen bir tedavidir. İşlem sırasında amaç, pelvik bölgedeki yetmezlik gösteren damarları içeriden kapatarak kanın bu damarlara geri kaçmasını önlemektir.
Damar Girişi: Çoğunlukla kasık bölgesinden (femoral ven) veya boyun damarından (juguler ven) ince bir kateter ile girilir.
Tanısal Venografi: Kateter pelvik damarlara ulaştırılır ve kontrast madde verilerek damarların görüntüsü alınır. Bu aşamada kaçak yapan damarlar, varisli alanlar ve yan bağlantılar net olarak görülür.
Damar Kapatma (Embolizasyon):
Koil: Spiral şeklinde metalik malzemeler damara bırakılır ve mekanik olarak kapatır.
Köpük Skleroterapi: Koil ile kapatılan damara veya doğrudan varisli bölgeye düşük konsantrasyonlu sklerozan madde köpük formunda verilir. Köpük damarın iç yüzeyini tahrip eder, damar duvarları yapışır ve kapanır.
Son Kontrol: İşlem bitmeden tekrar kontrast verilir, tüm kaçakların kapandığı ve pelvik varislerin devre dışı kaldığı doğrulanır.
Genellikle lokal anestezi altında, sedasyon eşliğinde yapılır.
Süre ortalama 45–60 dakikadır.
İşlem sonrası hasta yürüyerek odasına döner ve çoğu zaman aynı gün taburcu edilir.
Cerrahi kesi, dikiş ve uzun yatış gerekmez.
Pelvik toplardamarların kapatılmasında koil ve köpük skleroterapi en sık kullandığımız yöntemler olsa da, bazı durumlarda farklı materyal ve tekniklerden de yararlanılabilir.
Büyük çaplı damarları tek adımda kapatmak için tasarlanmış, kendiliğinden açılan özel tıkaçlardır.
Avantajı, tek bir cihazla hızlı ve güvenli kapatma sağlamasıdır.
Dezavantajı ise maliyetinin yüksek olması ve bazen pelvik damar anatomisine tam uyum sağlayamamasıdır.
Damar içine enjekte edildiğinde hızla katılaşarak damarı kapatır.
Isı enerjisi kullanılmadığı için tümesan anesteziye gerek duyulmaz.
Ancak uzun dönem bilimsel verileri koil ve termal yöntemler kadar güçlü değildir. Bazı hastalarda yabancı cisim reaksiyonu, damar çevresinde hassasiyet gibi yan etkiler bildirilmiştir.
Önce mekanik bir cihazla damarın ana akımı durdurulur, ardından köpük skleroterapi ile varisli alanlar kapatılır.
Özellikle çok dallı damar yapılarında etkili olabilir.
Bizim tercihimiz:
Kliniğimizde en sık koil + düşük konsantrasyonlu köpük skleroterapi kombinasyonunu uygularız. Bu yöntem, hem literatürdeki uzun dönem başarı oranları yüksek hem de varis rezervuarını tamamen devre dışı bırakma konusunda güvenilirdir.
Diğer materyalleri ise damar çapı, anatomi, kaçak miktarı ve hastanın genel durumu gibi kriterlere göre seçeriz.
Tedaviye başlamadan önce en önemli adım ayrıntılı damar haritalaması yapmaktır. Bizim kliniğimizde bu işlem, hem ultrason hem de tanısal venografi ile gerçekleştirilir.
Bu sayede:
Hangi damarlarda yetmezlik olduğunu
Kaçağın yönünü ve şiddetini
Pelvik varis rezervuarının büyüklüğünü
Yan damar ve perforan bağlantılarını eksiksiz olarak belirleriz.
Kaçak tespiti ve varis rezervuarı ölçümü: Sadece yumurtalık toplardamarı değil, pelvik varislerin tamamı hedeflenir.
Kombine teknik kullanımı: Ana damar koillerle kapatılır, varis rezervuarı köpük skleroterapi ile devre dışı bırakılır.
Takip programı:
1 ay: Erken dönem iyileşme kontrolü
6 ay: Damar kapanma durumu ve yeni kaçak olup olmadığının değerlendirilmesi
12 ay: Uzun dönem sonuçların ve şikâyetlerin izlenmesi
Hedefimiz, sadece o anki varisleri kapatmak değil; uzun dönemde yeniden kaçak oluşmasını önlemek ve hastanın yaşam kalitesini kalıcı olarak artırmaktır. Bu yüzden tedaviyi tek bir işlem değil, planlı ve kontrollü bir süreç olarak görüyoruz.
Pelvik ven embolizasyonu sonrası iyileşme süreci, klasik cerrahi yöntemlere kıyasla çok daha hızlı ve konforludur. Çoğu hastamız, işlemden birkaç saat sonra yürüyerek taburcu olur ve aynı gün içerisinde evine dönebilir.
İşlemden hemen sonra hafif pelvik ağrı veya basınç hissi olabilir; bu genellikle birkaç gün içinde azalır.
Ağrı kontrolü için basit ağrı kesiciler yeterlidir.
İlk günlerde ağır fiziksel aktivitelerden ve uzun süre ayakta kalmaktan kaçınılmalıdır.
Günlük kısa yürüyüşler kan dolaşımını hızlandırır ve iyileşmeyi destekler.
Masa başı çalışan hastalar genellikle ertesi gün işlerine dönebilir.
Fiziksel olarak aktif veya ağır iş yapan kişilerde birkaç gün dinlenme önerilir.
İşlem sonrası özel bir beslenme kısıtlaması gerekmez; ancak yeterli sıvı alımı önemlidir.
1 ay: İlk kontrol, damar kapanmasının ve iyileşmenin değerlendirilmesi.
6 ay: Kaçak olup olmadığının kontrolü.
12 ay: Uzun dönem sonuçların izlenmesi.
Bu sürede amaç, sadece damarları kapatmak değil, hastanın şikâyetlerini kalıcı olarak ortadan kaldırmak ve yaşam kalitesini artırmaktır.
Minimal invaziv yöntem: Kesi ve dikiş gerektirmez, sadece küçük bir iğne girişi yapılır.
Hızlı iyileşme: Çoğu hasta aynı gün taburcu olur ve kısa sürede normal yaşamına döner.
Yüksek başarı oranı: Doğru planlama ve uygulama ile uzun dönem memnuniyet oranı yüksektir.
Düşük komplikasyon riski: Cerrahiye kıyasla daha güvenlidir.
Estetik avantaj: Ciltte iz bırakmaz.
Damar anatomisi çok karmaşık olan veya daha önce cerrahi geçirmiş bazı hastalarda teknik zorluk olabilir.
İşlem sonrası geçici ağrı, hassasiyet veya morarma görülebilir.
Nadir de olsa hedef dışı embolizasyon riski vardır; bu nedenle görüntüleme eşliğinde titiz çalışmak gerekir.
Çok ileri derecede toplardamar yetmezliği olan bazı hastalarda tek başına yeterli olmayabilir ve ek tedaviler gerekebilir.
Bizim klinikte amaç, avantajları en üst seviyeye çıkarıp sınırlılıkları en aza indirmektir.
Bunu, ayrıntılı damar haritalaması, kombine teknikler ve planlı takip protokolü ile sağlıyoruz. Böylece tedavi, yalnızca mevcut sorunu çözmekle kalmaz; uzun vadede yeniden oluşmasını da büyük ölçüde engeller.
Pelvik ven embolizasyonu, doğru planlama ve eksiksiz uygulama ile uzun vadede yüksek başarı oranlarına sahiptir. Ancak her toplardamar yetmezliği tedavisinde olduğu gibi, zamanla yeni kaçakların veya farklı damar segmentlerinde yetmezliklerin gelişme ihtimali vardır. Bu nedenle tedavi sonrası takip süreci en az tedavinin kendisi kadar önemlidir.
Eksik tedavi: Sadece yumurtalık toplardamarının kapatılması, ancak pelvik varis rezervuarının veya yan damar bağlantılarının tedavi edilmemesi. Bu durumda kalan damarlardan yeniden kaçak oluşabilir.
Yeni yetmezlik gelişimi: Tedaviden yıllar sonra başlangıçta sağlam olan başka pelvik damar segmentlerinde kapakçık yetmezliği ortaya çıkabilir.
Yan damar bağlantıları: Tedavi edilmeyen aksesuar damarlar zamanla pelvik varis havuzunu besleyebilir.
Yaşam tarzı ve hormonal faktörler: Gebelik, uzun süre ayakta kalma, kilo alımı gibi etkenler yeniden damar genişlemesine yol açabilir.
Güncel çalışmalar, pelvik ven embolizasyonu sonrası uzun dönem semptom kontrol oranlarının %80–95 arasında olduğunu bildirmektedir.
Koil ve köpük kombinasyonunun, tek başına koil uygulamasına göre tekrar riskini azalttığı gösterilmiştir.
Tüm pelvik varis rezervuarının kapatılmadığı durumlarda nüks oranı belirgin şekilde artmaktadır.
Aşağıda, Pelvik Konjesyon Sendromu tanı–tedavisi için son yılların öne çıkan kılavuz/uzlaşı metinleri ve kanıt özetleri var. Her birini, klinikte uyguladığımız “damar haritalaması + varis rezervuarını kapatma” yaklaşımıyla ilişkilendirerek seçtim.
Uluslararası Fleboloji Birliği (UIP) konsensus belgesi, 2019: Pelvik Konjesyon Sendromunun tanısı için görüntüleme ölçütlerini, tedavide endovasküler embolizasyonun yerini ve hasta seçimini anlatıyor. PubMedtheveininstitute.com.au
Pelvik Venöz Bozukluklar için SVP sınıflaması, 2021: Semptom–varis–patofizyoloji ekseninde ortak dil sunuyor; klinik ve araştırma iletişimini standartlaştırıyor. Makale. jvsvenous.org
Güncel derleme ve uzman görüşleri (AJR 2023, CVIR Endovascular 2023): Sınıflama, görüntüleme ve endovasküler tedavi akışını güncelliyor. AJR Uzman Paneli · AJR OnlineSpringerOpen
SIR Foundation Stratejik Güncelleme, 2025: Kanıt boşluklarını ve araştırma önceliklerini listeliyor; çok merkezli çalışmaların gerekliliğini vurguluyor. Özet. PubMed
2016 sistematik derleme (JVS-Venous): Endovasküler embolizasyon, kronik pelvik ağrıda çoğu hastada anlamlı düzelme sağlıyor; güvenli profil bildiriliyor (kanıt kalitesi orta–düşük). jvsvenous.org
2018 sistematik derleme: Ovarian ve internal iliak dalları dâhil edildiğinde klinik iyileşme oranları %83–96 aralığında. PMC
2024 güncel derleme (açık erişim): Farklı embolizasyon teknikleriyle semptom kontrolü yüksek; ancak kanıt kalitesinin hâlâ sınırlı olduğu vurgulanıyor. PMC
Laborda ve ark., 2013 (202 hasta, uzun dönem): Teknik başarı %100; klinik başarı %94; ağrıda belirgin azalma ve düşük komplikasyon oranı. PubMed. PubMed
Diğer uzun dönem seriler: Yüksek teknik başarı ve kalıcı semptom kontrolünü doğruluyor. Örnek derleme. PMC
Rastgeleleştirilmiş çalışma (koil ↔ vasküler tıkaç), 2018: Klinik başarı benzer; tıkaç kullanımı floroskopi süresi ve radyasyon dozunu azaltabiliyor. PubMed. PubMed
Seçilmiş modern seriler: Endovasküler embolizasyon, kronik pelvik ağrıyı anlamlı azaltıyor; materyal seçimi anatomiyi ve varis rezervuarını kapatma stratejisini izlemeli. JVS-Venous 2023. jvsvenous.org
Tedavinin yalnızca yumurtalık toplardamarını kapatmakla sınırlı kalmaması; pelvik varis rezervuarının görüntüleme eşliğinde saptanıp kapatılması, nüksü azaltmada kritik kabul ediliyor. Teknik yazı. ScienceDirect
Çok merkezli randomize çalışma girişimleri: Endovasküler tedavinin yaşam kalitesi ve ağrı üzerindeki etkisini daha “kesin” göstermek üzere planlanıyor. Haber özeti. WCM Newsroom
Yapıştırıcı ile konservatif izlem karşılaştırması: Emniyet ve etkinliği değerlendiren prospektif çalışma kaydı. ClinicalTrials.gov. Klinik Araştırmalar
CIRSE hasta sayfası: İşlemin nasıl yapıldığını ve beklenen iyileşmeyi yalın bir dille anlatıyor. CIRSE – Embolizasyon. CIRSE
SIR hasta sayfası: Minimal invaziv tedavilerin günlük yaşama dönüş avantajları. SIR – Pelvik venöz bozukluklar. Society of Interventional Radiology
Özetle: Konsensus ve derlemeler, uygun hasta seçimi yapılan olgularda pelvik toplardamar embolizasyonunun güvenli ve etkili olduğunu; kalıcı başarının ise ayrıntılı damar haritalaması, kaçak yolların ve pelvik varis rezervuarının birlikte kapatılması ve planlı takip ile arttığını gösteriyor. Bu, kliniğimizde izlediğimiz protokolle birebir uyumludur. PubMedjvsvenous.orgPMCScienceDirect
Hayır. Günümüzde en etkili ve güvenli yöntem, kasık veya boyun damarından girilerek yapılan pelvik ven embolizasyonudur. Cerrahiye göre daha hızlı iyileşme sağlar.
İşlem sırasında ağrı minimaldir.
Çoğu hasta aynı gün evine döner ve ertesi gün hafif aktivitelerine başlayabilir. Tam iyileşme süreci genellikle birkaç gündür.
Doğru planlama ve tüm kaçak damarların kapatılması ile tekrar riski düşüktür. Ancak zamanla yeni damar segmentlerinde yetmezlik gelişebilir; bu nedenle düzenli takip önemlidir.
Hayır. Pelvik ven embolizasyonu, rahim veya yumurtalık dokusuna zarar vermez. Ancak gebelik planı olan hastalar işlem sonrası kontrollerini tamamladıktan sonra gebe kalmalıdır.
Genellikle ilk hafta sonunda hasta kendini hazır hissettiğinde cinsel yaşama dönebilir.
Evet. Deneyimli ellerde, görüntüleme eşliğinde yapılan embolizasyon işlemleri yüksek başarı oranına ve düşük komplikasyon riskine sahiptir.
Hayır. İşlem çoğunlukla lokal anestezi ve hafif sedasyon ile yapılır. Bu sayede hasta işlem sırasında rahat olur ve aynı gün evine dönebilir.
Hafif yürüyüşlere işlemden bir gün sonra başlanabilir. Koşu, ağırlık kaldırma gibi yoğun egzersizler genellikle 3-4 hafta sonra önerilir. Doktorunuz, damar kapanma durumuna göre net zamanı belirler.
Hastalık çoğunlukla doğurganlık çağındaki kadınlarda görülse de, nadir de olsa erkeklerde de pelvik venöz yetmezlik olabilir. Erkeklerde farklı damar grupları etkilenir.
Ciddi komplikasyonlar çok nadirdir. En sık görülenler, işlem bölgesinde hafif morarma, geçici ağrı veya hafif ateş hissidir. Hedef dışı damar tıkanması riski, deneyimli ellerde ve görüntüleme eşliğinde yapılan işlemlerde son derece düşüktür.
1986 yılında Elbistan’da doğmuştur. 2010 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Radyoloji ihtisasını aldı. 2015-2017 yılları arasında Tatvan Devlet Hastanesinde zorunlu hizmetini yapmıştır. 2018 yılından itibaren İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Girişimsel Radyolog olarak çalışmaktadır.
Girişimsel radyolojinin hassasiyetini kullanarak, hastalarımı ameliyatsız, etkili ve bireye özel çözümlerle sağlığına kavuşturmak için her gün daha iyisini yapmaya çalışıyorum.
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Girişimsel Radyoloji Kliniği
0232 398 3700 – İç Hat:55387
info@girisimsel.com.tr