Pazartesi- Cuma 09.00 - 16.00 0232 398 3700 – İç Hat:55387 Uz.Dr. Mehmet Hakan PIÇAK
Minimal İnvaziv
Ameliyatsız, Kesi yok
Görüntüleme Eşiliğinde
Hassas müdahale
Yenilikçi
İnovasyonla sürekli gelişim

Diz Ağrısına İğne Tedavisi: Hangi Enjeksiyon Sizin İçin Uygun?

Diz Ağrısı Neden Olur?

Diz eklemi, vücudun en fazla yük taşıyan ve aynı zamanda en karmaşık yapılarından biridir. Kıkırdak, menisküs, bağlar ve kemik yüzeyleri arasındaki uyum bozulduğunda ağrı ortaya çıkar.
En sık nedenlerden biri eklem kıkırdağının aşınması yani halk arasında bilinen adıyla kireçlenmedir (osteoartrit). Bunun dışında geçirilmiş travmalar, menisküs yırtıkları, bağ yaralanmaları, romatizmal hastalıklar veya fazla kilo da dizde ağrıya zemin hazırlar.
Zamanla eklem sıvısının azalması, kıkırdak yüzeylerin birbirine sürtünmesine neden olur ve hastalar özellikle merdiven inip çıkarken, oturup kalkarken ya da uzun yürüyüşlerden sonra artan ağrıdan yakınır.

Hastalar genellikle “kireçlenme var, yapacak bir şey yok” denilerek yönlendirilir, ancak günümüzde ameliyatsız tedavi yöntemleriyle ağrının kontrol altına alınması ve eklem hareketliliğinin artırılması mümkündür.

Ameliyatsız Diz Ağrısı Tedavisinde Enjeksiyonların Yeri

Diz içi enjeksiyon tedavileri, cerrahiye gerek kalmadan ağrıyı azaltmayı ve eklemin doğal işlevini korumayı amaçlayan minimal invaziv uygulamalardır.
Bu tedavilerde eklem boşluğuna kortizon, hyalüronik asit (jel) veya PRP gibi maddeler uygulanarak iltihabi süreç baskılanır, eklem sıvısı kalitesi artırılır ve kıkırdak dokunun yenilenmesi desteklenir.

Her hastanın ihtiyacı farklıdır. Bazı olgularda iltihap kontrolü için kortizon tercih edilirken, kıkırdak yapısı korunmak istenen hastalarda hyalüronik asit veya PRP enjeksiyonları daha uygun olabilir.
Bu tedaviler doğru hasta seçimiyle uygulandığında, diz hareket açıklığında belirgin artış ve yaşam kalitesinde anlamlı iyileşme sağlanabilir.

Kliniğimizde enjeksiyon tedavileri, görüntüleme eşliğinde (ultrason rehberliğinde) uygulanır; böylece hem doğru bölgeye ulaşılır hem de tedavinin etkinliği artırılır.

Kortizon Enjeksiyonu: Ne Zaman Etkili, Ne Zaman Kaçınılmalı?

Kortizon enjeksiyonu, özellikle eklemdeki iltihabi süreci hızlı şekilde baskılayarak ağrıyı kısa sürede azaltan bir tedavi seçeneğidir. Diz içinde şişlik, sıcaklık artışı veya ani alevlenme dönemlerinde genellikle ilk tercih edilir.
Uygulama sonrası hastalar çoğu zaman birkaç gün içinde belirgin bir rahatlama hisseder.

Ancak bu tedavinin her hastaya ve her evreye uygun olmadığını bilmek gerekir. Kortizon enjeksiyonlarının sık aralıklarla tekrarlanması kıkırdak yapısını zayıflatabilir, bu nedenle doğru endikasyonda ve sınırlı sayıda uygulanmalıdır.
Biz klinik pratiğimizde, kortizon enjeksiyonlarını genellikle akut ağrı ve ödem kontrolü için tercih eder, ardından uzun vadeli destek tedavilerine (PRP veya hyalüronik asit gibi) geçiş yaparız.
Bu yaklaşım, hem hızlı ağrı kontrolü sağlar hem de eklemi koruyucu etkiyi sürdürür.

Hyalüronik Asit (Jel Tedavisi): Eklem Sıvısını Yenileyen Destek

Hyalüronik asit, diz ekleminde doğal olarak bulunan ve kayganlığı sağlayan bir maddedir. Kireçlenme sürecinde bu sıvının miktarı ve kalitesi azalır, eklem yüzeyleri birbirine sürtünmeye başlar.
Jel tedavisi olarak bilinen hyalüronik asit enjeksiyonları, bu kayganlığı geri kazandırarak eklem hareketlerini kolaylaştırır ve ağrıyı azaltır.

Bu tedavi özellikle hafif ve orta dereceli kireçlenme evrelerinde etkilidir. Tek başına ya da PRP ile kombine edilerek uygulanabilir.
Etki mekanizması kortizon kadar hızlı olmasa da, daha uzun süreli bir rahatlama sağlar. Hastalar genellikle birkaç hafta içinde dizlerini daha konforlu hareket ettirebildiklerini fark eder.

Kliniğimizde enjeksiyonlar, ultrason rehberliğinde doğru eklem boşluğuna uygulanır; böylece tedavinin etkinliği artarken komplikasyon riski en aza indirilir.

PRP Tedavisi: Kendi Kanınızla Kıkırdağı Onarma Mantığı

PRP (Platelet Rich Plasma), yani trombositten zengin plazma, hastanın kendi kanından elde edilen tamamen doğal bir tedavi yöntemidir. Kandan ayrıştırılan trombositler, içerdiği büyüme faktörleri sayesinde eklemdeki iyileşme sürecini tetikler.
Bu maddeler kıkırdak hücrelerinin yenilenmesini uyarır, eklem içi iltihabi ortamı azaltır ve dokuların onarımını destekler.

PRP tedavisi özellikle kronikleşmiş, orta evre diz kireçlenmelerinde etkili bir seçenektir. Kortizon gibi hızlı ağrı kesici etki yerine, doğal ve uzun süreli bir iyileşme süreci başlatır.
Uygulama sırasında yalnızca hastanın kendi kanı kullanıldığı için alerji ya da sistemik yan etki riski yoktur.

Biz kliniğimizde PRP işlemini steril koşullarda, yüksek trombosit yoğunluğu sağlayan gelişmiş sistemlerle hazırlıyor ve ultrason eşliğinde eklem içine en doğru noktaya enjekte ediyoruz.
Tedavi sonrası hastalar genellikle birkaç hafta içinde diz hareketlerinde akıcılık, merdiven inip çıkarken azalan ağrı ve genel bir rahatlama hisseder.

İleri Düzey Bir Seçenek: Genikülat Arter Embolizasyonu ile Kalıcı Ağrı Kontrolü

Diz kireçlenmesine bağlı kronik ağrılarda bazen tekrarlayan enjeksiyonlar yeterli rahatlama sağlamayabilir. İşte bu noktada, girişimsel radyoloji tarafından uygulanan ileri bir yöntem olan Genikülat Arter Embolizasyonu (GAE) devreye girer.

Bu yöntemde diz eklemini besleyen ve ağrının devam etmesine katkıda bulunan küçük damarlar, anjiyografi eşliğinde seçici olarak tıkanır (embolize edilir). Böylece eklem içindeki iltihabi süreç azalır, ağrıyı sürdüren sinir uçları üzerindeki baskı hafifler.

İşlem kesik veya dikiş gerektirmeden, yalnızca birkaç milimetrelik bir kateter girişinden gerçekleştirilir. Hastalar aynı gün ayağa kalkabilir, genellikle ertesi gün normal yaşamlarına dönerler.

Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Kliniği’nde, Dr. Mehmet Hakan Pıçak tarafından uygulanan bu tedavi, ameliyatsız ve uzun etkili bir çözüm arayan uygun hastalar için önemli bir seçenektir.

Hangi Enjeksiyon Size Daha Uygun?

Her diz ağrısı aynı değildir; bu nedenle her hasta için en uygun tedavi yaklaşımı da farklı olmalıdır.
Yaş, aktivite düzeyi, kıkırdak hasarının derecesi ve eşlik eden rahatsızlıklar (örneğin diyabet veya romatizma) tedavi planını belirler.

  • Akut ağrısı ve ödemi olan hastalarda kortizon enjeksiyonu ile hızlı rahatlama sağlanabilir.

  • Kireçlenme erken evredeyse, jel tedavisi eklem sıvısını destekleyerek hareketi kolaylaştırır.

  • Orta evre ve kronik olgularda, PRP tedavisi dokuların kendi kendini onarma kapasitesini güçlendirir.

  • İleri vakalarda ise, enjeksiyonlar yetersiz kaldığında genikülat arter embolizasyonu gibi girişimsel yöntemler gündeme gelebilir.

Dr. Mehmet Hakan Pıçak liderliğindeki kliniğimizde her hasta klinik muayene, görüntüleme ve kıkırdak değerlendirmesiyle bireysel olarak analiz edilir.
Amaç yalnızca ağrıyı azaltmak değil, dizin biyomekaniğini koruyarak eklem ömrünü uzatmaktır.

Kliniğimizde Diz Ağrısına Yaklaşım

Diz ağrısının nedeni her zaman yalnızca “kireçlenme” değildir. Biz kliniğimizde, her hastayı detaylı muayene ve görüntüleme değerlendirmesiyle ele alırız. Diz eklemini oluşturan kemik, kıkırdak, bağ ve yumuşak doku yapıları tek tek analiz edilir.
Bu sayede ağrının tam olarak hangi mekanizmadan kaynaklandığını saptar, tedaviyi o nedene göre planlarız.

Girişimsel Radyoloji Kliniğimizde uyguladığımız minimal invaziv tedaviler, genellikle hastaların ameliyatsız şekilde yaşam kalitesini artırmasını sağlar.
Bu kapsamda;

  • PRP, hyalüronik asit ve mikrogreft enjeksiyonları,

  • Diz sinirlerine yönelik radyofrekans ve ablasyon işlemleri,

  • Genikülat arter embolizasyonu (GAE) gibi ileri düzey damar kapatma tedavileri uygulanmaktadır.

Tüm işlemler ultrason veya anjiyografi rehberliğinde, milimetrik doğrulukla gerçekleştirilir.
Amaç; ağrıyı ortadan kaldırmakla kalmayıp, dizin fonksiyonunu koruyarak doğal hareket kapasitesini geri kazandırmaktır.

Tedavi Sonrası Süreç ve Etkinlik Takibi

Enjeksiyon veya girişimsel işlem sonrası hastalar genellikle aynı gün yürüyerek taburcu edilir.
İlk birkaç gün diz üzerine fazla yük bindirmemek, hafif soğuk uygulama yapmak ve hekimin önerdiği basit egzersizleri düzenli uygulamak tedavinin başarısını artırır.

İyileşme süreci uygulanan tedaviye göre değişmekle birlikte, ilk etkiler genellikle 1–3 hafta içinde hissedilmeye başlar.
Bu dönemde ağrının azalmasıyla birlikte hastaların yürüme mesafesi uzar, merdiven kullanımı kolaylaşır ve eklemdeki sabah tutukluğu belirgin şekilde azalır.

Kliniğimizde her hastayı belirli aralıklarla yeniden değerlendiriyoruz. Gerekirse tekrarlayan enjeksiyonlar, destekleyici egzersiz programları veya ileri girişimsel işlemler planlanabiliyor.
Amacımız geçici değil, kalıcı ve fonksiyonel bir iyileşme sağlamaktır.

Bilimsel Veriler Ne Diyor?

  • Kılavuzlar: AAOS diz osteoartriti kılavuzu, hyalüronik asidin rutin kullanımını önermiyor; kortikosteroid enjeksiyonlarının ise kısa süreli ağrı kontrolü sağlayabildiğini belirtiyor. ACR de diz OA’da hyalüronik asidi koşullu olarak önermiyor. OARSI, ağrısı kontrol edilemeyen olgularda IA kortikosteroidi koşullu öneriyor. PubMed+5aaos.org+5aaos.org+5

  • PRP: Kanıtlar heterojen. 2021 JAMA RCT’sinde PRP, 12 ayda plaseboya üstün bulunmadı; öte yandan 2023–2025 meta-analizleri PRP’nin 6–12 ayda ağrı ve fonksiyonda HA ve kortikosteroidden üstün olabildiğini bildiriyor (özellikle uygun hazırlık/protokollerle). BioMed Central+4JAMA Network+4PubMed+4

  • Hyalüronik asit (Jel): 2022 BMJ sistematik derlemesi plaseboya kıyasla küçük bir ağrı azalması gösterdi; yeni çalışmalar da etkinliği tartışmalı ama bazı hastalarda yarar bildirilmiş durumda. Kılavuzlardaki çekince bu değişken sonuçlara dayanıyor. BMJ+2PMC+2

  • Kortikosteroid: Hızlı fakat geçici rahatlama; uzun dönem üstünlük göstermiyor ve tekrarlı dozlar dikkatle planlanmalı. 2024 derlemeler kısa vadede HA’ya benzer, PRP’den daha zayıf sonuçlar bildiriyor. Medscape+2eor.bioscientifica.com+2

  • Genikülat Arter Embolizasyonu (GAE): OA’da yeni ve umut verici bir girişimsel seçenek; prospektif seriler ve sistematik derlemelerle ağrı ve fonksiyonda klinik olarak anlamlı iyileşme bildirilmiş, 24 aya uzayan takiplerde kalıcılık raporlanmıştır. Randomize kontrollü çalışmalar (şemalı karşılaştırmalar dahil) yürütülüyor; metodoloji standartları da yayımlandı. GAE henüz ana OA kılavuzlarına rutin öneri olarak girmedi; seçilmiş ve dirençli olgularda değerlendiriyoruz. PubMed+4PMC+4jvir.org+4

Özet: Kılavuzlar kortikosteroidi alevlenme dönemlerinde kısa süreli, hyalüronik asidi seçilmiş hastalarda düşünmeye; PRP’yi ise hazırlama/uygulama standardizasyonu sağlandığında orta vadede bir seçenek olarak ele almaya yöneltiyor. Enjeksiyonlarla yeterli yanıt alınamayan, cerrahi istemeyen uygun hastalarda GAE kliniğimizde tartıştığımız ileri bir alternatif.

Dr Mehmet Hakan PIÇAK

Uzm. Dr. Mehmet Hakan PIÇAK

Radyoloji Uzmanı

1986 yılında Elbistan’da doğmuştur. 2010 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Radyoloji ihtisasını aldı. 2015-2017 yılları arasında Tatvan Devlet Hastanesinde zorunlu hizmetini yapmıştır. 2018 yılından itibaren İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Girişimsel Radyolog olarak çalışmaktadır.

Girişimsel radyolojinin hassasiyetini kullanarak, hastalarımı ameliyatsız, etkili ve bireye özel çözümlerle sağlığına kavuşturmak için her gün daha iyisini yapmaya çalışıyorum.

    Cevap Yazın